88 LİNES ABOUT 44 WOMEN

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Deborah was a Catholic girl, she held out till the bitter end.
Carla was a differnet type, she's the was one who put it in.
Mary was a black girl and I was afraid of a girl like that.
Susan painted pictures sitting down like the Buddah sat.


Rena was a aimless girl, a geographic memory.
Cathy was a Jesus freak, she liked that kind of misery.
Ricky had a special way of turning sex into a song.
Camala who couldn't sing, kept the beat and kept it strong.


Zilla was an archetype, the voodoo queen, the queen of rap.
Joan thought men were second best to masturbating in the bath.
Sheri was a feminist, she really had that gift of gab.
Kathleen's point of view was this, 'Take whatever you can grab.'


Seattle was another girl who left her mark upon the map.
Karen liked to tie me up and left me hanging by a strap.
Jeanie had this night club walk that made grown men feel underage.
Mary Ellen who had a son said, 'I must go.' but finally stayed.


Gloria, the last taboo was shattered by her tongue one night.
Meme brought the taboo back and held it up for the light.
Marilyn who knew no shame, was never ever satifisied.
Julie came and went so fast, she didn't even say goodbye.


Well, Rhonda had a house in Venice, lived on brown rice and cocaine.
Patty had a house in Houston, shot top syrup in her veins.
Linda thought her life was empty, filled it up with alcohol.
Catherine was much too pretty, she didn't do that shit at all.
Uh uh, not Catherine.


Pauline thought love was simple, turn it on and turn it off.
Jean-Marie was complicated, like some French film maker's plot.
Jeanna was the perfect lady, always kept her stockings straight.
Jackie was a rich punk rocker, silver spoon and a paper plate.


Sarah was a modern dancer, lean pristine transparancy.
Janet wrote bad poetry, in a crazy kind of urgency.
Tonya, turkish, liked to fuck while wearing leather boots.
Brenda's strange obession was for certain vegetables and fruit.


Rowena was an artist's daughter, the deeper image shock her up.
Dee Dee's mother left her father, took his money and his truck.
Debby Ray had no such problems, perfect Norman Rockwell home.
Nina sixteen, had a baby, left her parents, lived alone.
Bobbie joined a new wave band and changed her name to Bobbie-Socks.
Eloise who played guitar, she sang songs about whales and cops.
Terry didn't give a shit, was just a nihilist.
Robin was much more my style, she wrote songs just like this.
Jezabel went forty days drinking nothing but Perriet.
Dinah drove her Chevorlet into the San Francisco Bay.
Judy came from Ohio, she's a Scientologist.
Amaranda, here's a kiss, I chose you to end this list

11 AYIN SULTANI Hayatı

ben sizi anlamıyorumm ya oruç zamanın da allah muhammed diye yanıp yakılıyosunuz sonra oruç bittiğinde yine herkes aynı yaşantısına dönüyo herkes önceden istediği gibi herşeyi yapıyo yok buna laf atıyo yok şunun evine giriyo onun bunun karısına laf atar sonra bu oruç zamanı gelincemi herkesin müslümanlık damarı kabarıyo? yok ya sen herşeyi yap yap sonra allahım beni affet diye yalvar ama bu yalvarışta sadece bir gün kadir gecesi yada 30 gün o zmn şeytan ne yapmışki insanoğlu şeytandanda beter ya şeytan sadece tövbe ettmemiş insan tövbe ediyo ama boşş 5 dk sonra yine aynı kurnazlığında

Organik Tarım Destekleme Ödemesi Dekar Başına 18 TL'ye Çekildi.

26.02.2009 - Ankara, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, “Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlandı.
Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarıyla ilgili çiftçilere yapılacak destekleme ödemesi, “2009 Yılı Bütçesinden Yapılacak Desteklemelerin Birim Fiyatlarından Yüzde 10 Kesinti Yapılması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı”na dayanılarak dekar başına 20 TL’den 18 TL’ye düşürüldü.

Buna göre, Organik tarım desteği (OTD) ödemesi, Organik Tarım Yönetmeliğine göre yılı içerisinde organik tarım yapan ve ÇKS’ de 2008 üretim sezonu ile OTBİS icmalinde kayıtlı olan, OTD uygulamaları ile ilgili belirtilen usul ve esaslara göre başvuru yapan çiftçilere yapılacak. İyi tarım uygulamaları desteği (İTUD) ödemesi, İTU Yönetmeliğine göre bireysel veya grup halinde iyi tarım uygulamaları faaliyetinde bulunan ve ÇKS’ de 2008 üretim sezonunda kayıtlı olan, bu Tebliğde İTUD uygulamaları ile ilgili belirtilen usul ve esaslara göre başvuru yapan çiftçilere yapılacak.

Sigortacılık Sektöründe Yeni Düzenleme Bedava Tıkla

02.03.2009 - , Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin kurulması, yönetim, teşkilat ve faaliyetine ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlendi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, ''Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliği'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.


Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin kurulmasına, yönetim, teşkilat ve faaliyetine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla oluşturulan yönetmelik, Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin oluşumu, teşkilatı ve görevleri, toplantıları, sigorta eksperlerinin levha işlemleri ve sigorta eksperlerine uygulanacak disiplin cezalarına ilişkin hükümleri kapsıyor. Yönetmeliğe göre, Sigorta Eksperleri İcra Komitesi 9 üyeden oluşacak ve 4 yıl süreyle görev yapacak.

İcra Komitesinin idari işleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigortacılık Müdürlüğü tarafından yürütülecek. İcra Komitesi, sigorta eksperliği faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma içinde çalışması amacıyla meslek kurallarını oluşturmak, meslek mensupları arasında haksız rekabeti önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, yurt içinde ve yurt dışındaki mesleki gelişmeler ile idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek, bu konuda üyelerini aydınlatmakla görevli olacak.

Son beş yıl içinde, disiplin cezası alanlar ile haklarında sigorta eksperliğine engel bir suçtan dolayı kovuşturma açılmasına karar verilenler kovuşturma tamamlanıncaya kadar İcra Komitesi üyeliğine seçilemeyecek ve tüzel kişi sigorta eksperini temsil edemeyecek. İcra Komitesi üyesinin üyeliği, sigorta eksperliğini bırakması, seçilme yeterliliğini kaybetmesi veya ardı ardına yapılan üç toplantıya geçerli bir mazereti olmadan kendisi veya tüzel kişi açısından temsilcisinin katılmaması halinde kendiliğinden düşecek. İcra Komitesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Merkezinde veya gerekli hallerde Birlik Genel Sekreterinin onayı ile farklı bir yerde en az iki ayda bir defa toplanacak.

İcra Komitesince alınan kararlar, kararların işleme konulabilmesine yönelik usule ilişkin işlemleri belirlemek üzere, yapılacak ilk Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu toplantısında Yönetim Kuruluna sunulacak. Komitesinin kararları, Birlik Yönetim Kurulunca belirlenen usuller çerçevesinde, Yönetim Kurulu karar tarihinden itibaren 15 gün içinde yerine getirilecek. İcra Komitesi yönetmelikte belirtilen görevleri yerine getirmek için gerektiğinde Birlik Yönetim Kurulu ve Hazine Müsteşarlığının uygun görüşünü alarak ticaret veya ticaret ve sanayi odalarına görev verebilecek. Hazine Müsteşarlığı, mevzuata ve sigortacılık sektörünün genel menfaatlerine aykırılık tespit etmesi halinde Birlikten sigorta eksperlerine ilişkin yapılan düzenlemelerin iptal edilmesini veya düzenlemelerde değişiklik yapılmasını isteyebilecek.

Yönetmelikte ayrıca Türkiye'de faaliyette bulunan sigorta eksperleri için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tutulan kayıtları gösteren levhaya kayıt, levhadan silinme ve disiplin cezaları da düzenlendi.

Atatürk’ün Özdeyişleri

12 Mayıs 2009 Salı

Ne mutlu “Türküm” diyene.

- Geldikleri gibi giderler.

- Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
- Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim.

- Yurtta sulh, cihanda sulh.

- Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum.

- Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.

- Doğruyu söylemekten korkmayınız.

- Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve
hissediyorsanız bu yeterlidir.

- Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.

- Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

- Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri !

- Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır.

- Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.

- Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler
kazanmaya devam edeceğiz.

- Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.

- Egemenlik verilmez, alınır.

- Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

- Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.

- Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.

- Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

- Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

- Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.

- Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.

Gonderildiği Kategori: Atatürk'ün Özdeyişleri |

Atatürk Şiirleri atatürkün şiirleri

Atatürk Şiirleri
« Previous Entries
ATAMA AĞIT
30 Aralık 2008 Salı
I.
Sırma sarısını yay saçlarına,
Gözüne rengini koy denizlerin;
Düşün dudakların en incesini,
Yüzüne tuncunu ver benizlerin.

Onda yürüyüşün en yiğitçesi,
Onda bükülmezi vardı dizlerin
Gezerdi ülkede bir hızır gibi
Em olup derdine çaresizlerin.


II.
Durgun bir denizi andırır dışı
İçi hiç sönmeyen bir yanardağı.
Sesinde ıslığı eser kuvvetin,
Sözünde şahlanır Hakkın bayrağı

Gökle Güneş gibi buluştu onda
Sezinin sağlamı, duyunun sağı
Yıkarak kökünden osmanlılığı
O gömdü tarihe bir ortaçağı.

III.
Dağlar dümdüz olur işaretiyle,
Ürperir ovalar avazesine;
Devrilir hıncına çarpar ordular
Kaleler dayanmaz yelpazesine.

Fikrin, güzelliğin, aşkın, her şeyin
Bağlıydı daima en tazesine
Yaşadı başı dik, dünyaya karşı
Getirdi dünyayı cenazesine!

IV.
Onsuz kaldığın bilse tabiat
Bağlar üzüm vermez, bahçeler kurur;
Okşar saçlarını ezelin eli,
Yüzüne ebedin ışığı vurur.

Övünür insanlık eserleriyle,
Yurt onun sevgisi üstünde durur.
Adıdır kurduğu devlete temel,
Ünü kurtardığı millete gurur!

V.
Fâni varlığını kaybetti ama,
Simgesi yurdumun burçlarındadır
Engin ufuklara uzanmış kolu,
Hızı altıokun uçlarındadır!

Kadının, erkeğin hafızasında
Gencin, ihtiyarın duşlarındadır
Yayla yellerinde eser gölgesi,
Sesi bahçemizin kuşlarındadır.

VI.
Ben mi yazacaktım göçüm gününü
Dökerek ardından böyle gözyaşı?
Ben ki ona büyük gezilerinde
Oldumdu bir küçük yol arkadaşı

En son durağına varmadan ömrün
Kapadı yolunu bir mezar taşı…
Büyük kurucusu cumhuriyetin
Hürriyet aşıkı milletin başı!


Kemalettin KAMU


ATATÜRK
30 Aralık 2008 Salı
Üstümüze gece gündüz kol geren,
Bize güzel iyi günler gösteren,
Türk iline yeni baştan can veren
Kimdir diye sorarlarsa: Atatürk.

Yurdumuzu aydınlatan sabahlar,
Düşmanlara korku veren silâhlar,
Tersaneler, fabrikalar, tezgâhlar
Göze çarpan her ne varsa: Atatürk.

Tanrı gibi görünüyor her yerde
Topraklarda, denizlerde, göklerde:
Gönül tapar kendisinden geçer de
Hangi yana göz dalarsa: Atatürk.

Babasından önce onun adını
Öğretiyor oğluna Türk kadını,
Ondan aldık yaşamanın tadını,
Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL


AĞIT 3
14 Aralık 2008 Pazar
Ağlayalım Atatürk’e
Bütün dünya kan ağladı.
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı.

Doğu, batı, cenup, şimal!
Aman Tanrı bu nasıl hal?
Atatürk’e erdi zeval,
Memur, meb’usan ağladı.

Atatürk’ün eserleri,
Söylenecek bundan geri,
Bütün dünyanın her yeri,
Ah çekti, vatan ağladı.

Fabrikalar icat etti,
Atalığın isbat etti.
Varlığın Türke terk etti
Döndü çarh, devran ağladı.

Bu ne kuvvet, bu ne kudret,
Varıdı bunda bir hikmet
Bütün Türkler, inön’İsmet,
Gözlerinden kan ağladı.

Tiren hattı, tayyareler…
Türkler giydi hep karalar,
Semerkant’la Buhara’lar
İşitti her an ağladı.

Siz sağ olun Türk gençleri,
Çalışanlar kalmaz geri,
Meraşalin askerleri,
Ordular, teğmen ağladı.

Zannetme ağlayan gülmez,
Aslan yatağı boş kalmaz.
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı.

Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin gözü
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil düşman ağladı.

Aşık VEYSEL


NİÇİN?
14 Aralık 2008 Pazar
Bu halkın başında bir kahraman var,
Şan onundur ama millete yarar.
Haklıdır bu şandan korksa düşmanlar
Dostlardan da varmış tiksinen, niçin?

Arttıkça bu dâhi Türk’ün şöhreti
Dağılan milletin arttı vahdeti
Sulhta da faydalı böyle kuvveti
Yıpratmak daha harp bitmeden niçin?

Toplandı Lozan’da dostlar, düşmanlar
Lloyd George saçıyor yine bühtanlar
Lâzımken müttehit olmak bu anlar
Ayrılanlar varmış sürüden niçin?

Millet fedâidir kahramanına
Kim taş atabilir onun şanına?
Dil uzatma sakın Türk aslanına!
Anlatayım sana bilmezsen niçin…

O millî dehanın tam Kemâl’idir
Türk’ün hem celâli, Hem cemâlidir
Mefküre görünmez, o timsâlidir
Mefküreye çattın, söyle sen niçin?

Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?…

Ziya GÖKALP


AĞIT - DESTAN
14 Aralık 2008 Pazar
Bir ağıt söyleyeyim, dağlar dilinden
Dumlu’dan Ağrı’ya ün gitsin gelsin!…
Destanlar duyulsun tarih yolundan,
O günden dünlere şan gitsin gelsin…

Çekin küheylanın atlasın binsin,
Al yelelerinde yankılar dönsün.
Afyon’dan İzmir’e ordular insin.
Süngü uçlarından can gitsin gelsin…

Neymiş yarım?! Sancak çekilsin uca,
Şılasın göklerde yüceden yüce
Sormak lüzum değil, halimiz nice?
Yanan yüreklerden kan gitsin gelsin…

Sen ey yayda bir ok gibi kurulu!
Bir ok değdi, düştün yere yaralı!
Dört yanında ak mermerler örülü,
Sars devir bunları, sin gitsin gelsin…

Gökyay’ım neylesin ıssız çağlarda!
Bir ağlar bir güler, durmaz kararda,
Bir başka dağ gibi sen dur dağlarda,
Akşamdan sabaha gün gitsin gelsin…

Orhan Şaik GÖKYAY


Cahit Sıtkı TARANCI ‘dan ATATÜRK
23 Ekim 2008 Perşembe
Atatürküm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde istiklâl harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürküm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister.

Cahit Sıtkı TARANCI


ASIRLARCA -Dünyanın en büyük ölmezine-
1 Ekim 2008 Çarşamba
-Dünyanın en büyük ölmezine-

Ufkunda doğacağım, ufkunda batacağım;
Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım.
Ben de giyersem eğer bir gün deha tacını
“İstersen çiğne” diye önüne atacağım… Devamını Okuyun »


AĞIT
1 Ekim 2008 Çarşamba
”Tanrı’yı düşündü de kendisi gibi yüce
Türk, göğe Tanrı dedi seni görmeden önce
Yeryüzünde bu adı yalnız dağlara verdi.”

Göçen bir ordu değil, bir milletin başbuğu,
Bu millet Türk milleti, gökten alındı tuğu!
Suçunu gizlemesin kızıl günahkâr doğu. Devamını Okuyun »


“1919-1933″TEN BİR PARÇA
14 Eylül 2008 Pazar
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun’a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk’ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız. Devamını Okuyun »


10 Kasım 1952 Sabahlar, her zaman güzel değildir,
14 Eylül 2008 Pazar


Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Her zaman ayrılık akşamla gelmez.
Al atlar sırtında hoyrattır fecir,
Hoyrattır, ne kalbler kırmıştır, bilmez.
Sabahlar her zaman güzel değildir.

Vakti, bir yerinden bölünce şafak
İri ve rüyalı gözlerle müphem;
Nur olmuş içimde sanırım ak pak
Ayrı bir mânada korktuğum adem,
Eski düşüncemde, rahat ve uzak. Devamını Okuyun »

« Previous Entries

şehiden amare şehiden amara şarkısı dinle şehiden amara şehitleri



http://www.youtube.com/watch?v=gF2cgw2IapM

program özelikleri

11 Mayıs 2009 Pazartesi

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN, “Sınavlara Hazırlık ve Ders Destek Programı”’dır



DIGIPROTEIN’in “Hedefi” nedir?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN’in “Ana Hedefi”, öğrencilerin ÖSS, YDS, SBS sınavlarında “yüksek puan almalarına” yardımcı olmaktır.



DIGIPROTEIN’deki “Yardımcı dokümanlar” nelerdir?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN içindeki Okuma Kitapları, Bilgisayar Kursu, Trafik Kursu, Kütüphane, Rehberlik, Atlaslar, Sözlükler, Ders Videoları, Ders Animasyonları “Yardımcı doküman” olması amacıyla eklenmiştir.



DIGIPROTEIN’de tüm derslerin animasyonu veya videosu yok? Atlas neden daha büyük değil?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN’in birinci amacı dersi anlatmak değildir. Ders öğretmenden öğrenilir, kitaplarla da pekiştirilir.



DIGIPROTEIN içindeki animasyon, video ve kaynakların amacı, evlerinde öğrencilere, projeksiyonlu sınıflarda da öğretmenlere ek kaynak sağlamaktır.



DIGIPROTEIN’nin en önemli amacı ve “Türkiye’de 1 Numara” olduğunu iddia ettiği alan, “En fazla soru ve deneme içeren” program olması ve bunların tamamının “Güncel” olmasıdır



DIGIPROTEIN’in “Öğrenci” için en büyük avantajı nedir?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN'e sahip olan bir öğrenci, dershane veya kitapçıdan aldığı soru ve denemelere ilave olarak ikinci bir eğitim seti almak zorunda kalmaz.



“Neredeyse bir kitap fiyatına soru ve deneme adedini ikiye katlamış olur.”



DIGIPROTEIN’in “Öğretmen” için en büyük avantajı nedir?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN’deki konu anlatım dosyaları sayesinde projeksiyonlu sınıflarda öğretmen bir çok yazı ve şekli tahtaya yazmak zorunda kalmaz. Böylece “Derste en az 10 dakika kazanmış olur.” 40 Dakikalık bir derste bu toplam zamanın ¼’üdür!



DIGIPROTEIN’in “Eğitim Kurumları” için en büyük avantajı nedir?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN'e sahip bir eğitim kurumu, ”Tamamı güncel 250.000 Soru ve 224 Deneme ile bir çok yardımcı kaynağı” öğrenci ve öğretmenlerine kazandırmış olur.



“Teknoloji sınıfları ile projeksiyon ve akıllı tahtalarını”
daha etkin kullanır hale gelir.



Kurumuna çağın teknolojisi “Online Eğitim”’i kazandırmış olur.



DIGIPROTEIN bugün hangi konuda “1 Numara”’dır?

class="textBlackVerdana11">DIGIPROTEIN, Türkiye’nin En Çok Soru ve Deneme ile En Çok Sınıf İçeren, En Güncel ÖSS, YDS, SBS Hazırlık programıdır.



Çoklu Zeka Envanteri zeka nedir

Çoklu Zeka Envanteri


Sevgili Arkadaşlar,

Çoklu Zekâ Sistemi'nden etkin bir biçimde yararlanabilmek için sekiz zekâ türündeki performansınızı bilmeniz gerekir. Daha gelişkin olan zekâ türünüze uygun olan öğrenme stratejilerini kullanmalısınız. Zekâ türlerine göre hangi öğrenme stratejilerini kullanabileceğinize gelecek sayıda yer vereceğiz.

Aşağıdaki envanterde yer alan önermeleri kendi açınızdan değerlendirip puanlamalısınız. Bu puanlamayı ne kadar gerçekçi yaparsanız o kadar sağlıklı sonuçlar alırsınız. Sonra verdiğiniz puanları değerlendirme cetveline aktarıp toplumlarını almalısınız. Elde ettiğiniz toplam puanlara göre sekiz zekâ türü açısından performansınız hakkında bir fikir edinmiş olursunuz. Bir fikir edinmiş olursunuz diyoruz, kesin bir sonuçtan söz etmiyoruz; çünkü Çoklu Zekâ Teorisi'ne göre zekâ kesin olarak ölçülebilir bir yeti değildir.

Aşağıda ifade edilen tercihlerin size uygunluğu hakkındaki görüşlerinizi beşli dereceleme ölçeğine göre belirtiniz.

Dereceleme ölçeği:

0 = Hiç uygun değil
1= Çok az uygun
2 = Kısmen uygun
3 = Oldukça uygun
4 = Tamamen uygun

ÖNEMLİ WEB SİTELERİ

ÖNEMLİ WEB SİTELERİ














Devlet Üniversiteleri




Devlet Kurumları




Bilim Siteleri









Vakıf Üniversiteleri





Eğitim





Sivil Toplum Kuruluşları


Vakıflar




Dernekler







Kitap / Yayınlarla İlgili Siteler




Haber Siteleri




Diğer Önemli Linkler


Hakem Kurulu hakemler ligtv

Hakem Kurulu



Mustafa Akgül, Doç. Dr., Bilkent Ü.

Meral Alakuş, IKM, Kanada

Nazlı Alkan, Prof. Dr., Ankara Ü.

Nilay Aluftekin, Dr., Çankaya Ü.

Fahrigül Arslan, Mikrobeta

Sacit Arslantekin, Ankara Ü.

Kuter Ataç, Prof. Dr. Hacettepe Ü.

Volkan Atalay, Prof.Dr., ODTÜ

Gülbün Baydur, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

Özlem Bayram, Doç.Dr., Ankara Ü.

Didar Bayır, Koç Ü.

Esra Burcu, Doç. Dr., Hacettepe Ü.

İrfan Çakın, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

Bengü Çapar, Prof. Dr., Başkent Ü.

Ahmet Çelik, Prof. Dr., Emk- Hacettepe Ü.

Niyazi Çiçek, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Ü.

Kamil Çömlekçi, TED Ankara Koleji

Dilara Demirbulak, Yrd. Doç. Dr., Çankaya Ü.

Hasan Işın Dener, Prof. Dr., Çankaya Ü.

Ethem Derman, Prof. Dr., Ankara Ü.

Aydın Erar, Prof. Dr., Mimar Sinan Ü.

Gonca Gökalp Evren, Dr., Hacettepe Ü.

Esra Fındık, Doç. Dr., Bilkent Ü.

Alan Gilchrist, Cura Consortium

İ. Haluk Gökçora, Prof. Dr., Ankara Ü.

Elif Aytek Gürses, Dr., TÜBİTAK-ULAKBİM

Alan Hopkinson, Middlesex U.

Oğuz İçimsoy, Doç. Dr., Marmara Ü.

Hamza Kandur, Prof. Dr., Marmara Ü.

Erdem Karabulut, Dr. Hacettepe Ü.

Sekine Karakaş, Prof. Dr., Ankara Ü.

Yüksel Kavak, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

Hülya Dilek Kayaoğlu, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Ü.

Hasan Keseroğlu, Prof. Dr., İstanbul Ü.




İshak Keskin, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Ü.

Ümit Konya, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Ü.

Serap Kurbanoğlu, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

M. Emin Küçük, Doç. Dr., Hacettepe Ü.

Özgür Külcü, Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Ü.

Ayşen Küyük, Hacettepe Ü.

Hidayet Nuhoğlu, Dr., IRCICA

Hüseyin Odabaş, Yrd. Doç .Dr., Atatürk Ü.

H. İnci Önal, Doç. Dr., Hacettepe Ü.

Fahrettin Özdemirci, Doç. Dr., Ankara Ü.

Kutluk Özgüven, Dr., İstanbul Ticaret Ü.

Coşkun Polat, Yrd. Doç .Dr., Atatürk Ü.

Fatih Rukancı, Yrd. Doç. Dr., Ankara Ü.

Tülin Sağlamtunç, Prof. Dr., Emk- Hacettepe Ü.

Mustafa Sağsan, Dr., Başkent Ü.

Benhür Satır, Çankaya Ü.

Şeref Saygılı, Dr., BDDK

Yücel Saygın, Dr., Sabancı Ü.

Hayri Sever, Prof. Dr., Çankaya Ü.

Müjgan Şan, Dr., DPT

A. Yaşar Tonta, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

Nilüfer Tuncer, Prof. Dr., Emk-Hacettepe Ü.

Yalçın Tuncer, Prof. Dr., Emk-Ankara Ü.

Nazan Özenç Uçak, Doç. Dr., Hacettepe Ü.

Özgür Uçkan, Dr., İstanbul Bilgi Ü.

Ali Uzun, Prof. Dr., ODTÜ

Tom Wilson, Prof. Sheffield U.

Ahmet Yalnız, Prof. Dr., Çankaya Ü.

Mesut Yalvaç, Doç. Dr., Yakın Doğu Ü.

Fatoş T.Yarman Vural, Prof. Dr., ODTÜ

Bülent Yılmaz, Prof. Dr., Hacettepe Ü.

Orhan Yılmaz, Doç. Dr., KBB-Forum

Aysel Yontar, Prof. Dr., Yakın Doğu Ü.

Berin U. Yurdadoğ, Prof. Dr., Emk- Hacettepe Ü.

Kültür ve Turizm Bakanlığı 2007 Yılı Faaliyet RaporuBAKAN SUNUŞU

10 Mayıs 2009 Pazar

Duyurular (Yeni)Kültür ve Turizm Bakanlığı 2007 Yılı Faaliyet Raporu

Fotoğraf Galerisi hadisenin resimleri sex resimler liseli kızlar


Türkçe


English


Deutsch


Français


日本語|


русский


Español


ةيبعرلا


italiano


中文


Svenska

Atatürk'ün İstanbul Seyahati

9 Mayıs 2009 Cumartesi

ATATÜRK'ÜN İSTANBUL SEYAHATİ
"Her yaz Çankaya Köşkü'nde, bir İstanbul seyahati kulaktan kulağa söylenir, fakat birkaç gün sonra da seyahat ya İzmir'e ya da Konya'ya istikâmet değiştirirdi. Bizim de İstanbul rüyalarımız bir serap olarak uçup giderdi.

O senenin (1927) yazında, bu İstanbul seyahati söylentisi yine çıktı. Birkaç gün sonra da heyete hazırlık emri geldi. Muhâfız alayından da bir tabur hazırlanıyor. Buna rağmen biz yine tereddüt içindeyiz. Çünkü trenin Eskişehir'den istikâmet değiştirmesi mümkün.

En nihayet İstanbul yolundayız. Uzun zamandır hasretini çektiğimiz İstanbul'a bilhassa denize kavuşacağız.

Trende herkesin yüzü gülüyor...

Prendik'ten sonra, güzel köşkler arasından geçiyoruz.

ATATÜRK'ün geleceği duyulmuş, bütün köşklerden alkışlar yükseliyor. Biz de sevinçten uçuyoruz. Bazı arkadaşlar ufak çapta bir bando kurdular, marşlar çalıyorlar.

İstanbul, hasretini çektiği büyük kurtarıcısını büyük bir sevinçle karşılıyor.

ATA'yı Derince'den getiren Ertuğrul yatı, Kız Kulesi'ne döndü, Sarayburnu, Üsküdar Fındıklı, Beşiktaş sahilini dolduran yüzbinlerce İstanbullu: Yaşa!! Varol!! bağırışları ile sevinçlerini gösteriyorlar. İnsanın tüyleri ürperiyor.

ATATÜRK, yattan saraya indi. Heyecan biraz azaldı. Arkadaşlar akşam üstü evlerine dağıldılar, ben nöbetçiyim.

Gece saat 21. Telefon... Seryaver Rüsühi beyin sesi:

- Çabuk fasıl takımı tam kadrosuyla saraya diyor.

- Efendim, arkadaşlar evlerine gittiler, dedim.

Sert bir asker olan seryaver, bu haber karşısında köpürdü ve kıyameti kopardı. Emir verdi ve telefonu kapadı.

Hafız Yaşar Aksaray'da, Zühtü Bardakoğlu Teşvikiye'de, Abdülhâlik Eyüpsultan'da, diğer arkadaşlar da ayrı semtlerde.

Çaresiz telefona sarıldım, civarlarındaki karakollara, bu arkadaşların süratle saraya gelmelerinin teminini rica ettim. Aradan yarım saat geçmişti ki, seryaver yine gürledi:

- Kim varsa hemen gelsin.

Ortada benden başka kimsecikler yok. Koltuğumun altına neyi aldım, sarayın yolunu tuttum.

Saraya giden yollar tıklım tıklım dolu. Güç halle sarayın bahçesine ulaşabildim. Ama nöbetçinin süngüsü de karşımda parladı:

- Yasaah...

Muhafız taburu kuş uçurtmuyor.

Haydi geriye. Padişahlar zamanında I000'e yakın sekenesi olan sarayda, ATA'nın bir avuç maiyeti kaybolmuş durumda.

Bir ara mutfağı buldum. Aşçı başına, beni paşanın bulunduğu yere götürmesini söyledim. Güldü: "Ben yarım saattir dolaşa dolaşa burayı zor buldum, şurdan şuraya gitmem, dedi.

Tam bu sırada bir garson geldi. Onun yardımıyla yaverler dairesini buldum. Baktı, Ûdî Şevki bey gelmiş. Ortada ikimizden başka kimse yok. Çaresiz ikimiz ATA'nın huzuruna çıktık. İki arkadaş bir peşrev çaldık, ortada ne okuyucu var, ne de başka çalgı.

ATA, Şevki beye.

- Bir gazel okuyunuz, dedi.

Şevki beyin sesi yok, fakat zeki arkadaş, çok güzel çaldığı udu ile taksime başladı. Rast makamından, ATATÜRK'ün sevdiği makamlardan biri. Yaptığı bu güzel taksime bir de baktık ATA mukabele etmez mi?

"İçelim her mihnetin mutlak ölmeyen bir hayatı vardır ki

Mûhâsîn-i mevecât-ı âlem ana gehvâr-ı terennüm" olur beyitini büyük bir neşe ile okudu.

Bu sırada arkadaşlardan bir kısmı da geldi, gecenin geç saatlerine kadar çaldık çağırdık.

"ATA'nın huzuruna girdiğimiz zamanki manzara şu idi. yemek salonunun ortasında 24 kişilik bir masa. ATATÜRK masanın başında oturuyorlar. Sağında rahmetli Nuri Conker, solunda, sonradan Ankara'ya şehremini ve milletvekili olan Asaf beyin refikaları. Diğer tanıdıklarım, maarif vekili Mustafa Necati bey, Asaf bey, Şükrü Kaya ve daha bazı davetliler.

ATA'mız, bu tarihlerde büyük nutuklarını hazırlıyorlar. Sofrada konuşulan mevzu hep nutuk üzerine. ATATÜRK, nutuklarının hazırlanmış kısımlarından bazı parçalar okuyor ve bu konu ile ilgili hâtıralarını anlatıyor.

Saatler, bu hava içinde geçiyor. Biz soframızda oturuyor, yiyip içiyoruz.

O güne kadar bildiğim bir şey var. Bir yerde saz topluluğu olunca saz heyeti kısa bir hoşbeşten sonra saza başlanır ve ziyafetin sonuna kadar, kısa fasılalarla, fasıllar birbirini katip eder. Halbuki, biz köşke geldi dört beş saat oldu. Bu müddet içinde kısa bir fasıl yaptık. İki saatten fazla oturup duruyoruz.

Söğütlü Yatı ve Bir Şarkının Sözleri Bedava indir

SÖĞÜTLÜ YATI VE YİNE BİR ŞARKININ SÖZLERİ
İlk defa söğütlü yatı ile gezmeye çıkıyoruz. Bu zarif yatın baştarafında, büyük bir hayranlıkla boğazın güzelliklerini seyrediyorum. Denize karşı olan büyük sevgim beni evimizin penceresinden ayırmaz, rahmetli anama daima Dolmabahçe sarayının önünde demirli yatan bu güzel yatı sorar ve aldığım cevaplardan, bu yata binmek için, muhakkak padişah olmak gerektiğini öğrenir ve hiçbir zaman, bu yata binemeyeceğimi düşünerek üzülürdüm.

Çocukluk hâtıralarımı canlandırarak, talihin garip cilvesini düşünürken yanıma yatan baş makinisti geldi. Yüzbaşı rütbesinde bu genç denizciye, çocukluk hatıramı naklettim. Meğer bu genç subayın da bu konuda garip bir hikâyesi varmış. Mektepten çıktığı tarihlerde, bu yatın süvarisi ve baş makinisti padişahlarda bir cemile olsun diye, Amiral rütbesinde olanlar seçilirmiş. Bizim genç denizci; Aaah dermiş, bu yata bir baş makinist olabilsem. Duası kabul edilmiş, yata önce makinist sonra da baş makinist olmuş, ama Amiral olamamış. Gülüştük...

ATATÜRK, yatın kıç tarafında hazırlanan sofrada misafirleriyle beraber. Yat yeni köy önlerinden geçiyor. ATA'nın eski arkadaşlarından Dr. Rasim Ferit Talay'ın yalısının önünden geçiyoruz. Musıkimizi çok seven ve bilen bu sanatkâr ailenin hatırası, ATA'ya musıkimizi hatırlatmış olacak ki, bizleri yanına çağırdı. Fakat yat çok ufak olduğundan, bir iki arkadaş ATA'nın yakınında yer bulabildiler. Ben ve Udû Şevki bey, ATA'ya yakın olanlardanız.

ATATÜRK, rast makamından:

Bilmemki neden dir bana sen hor bakıyorsun
Bakma güzelim böyle yürekler yakıyorsun
Noldun nere gittin ne taraf da çakıyorsun
Bakma güzelim böyle yürekler yakıyorsun

Güfteli şarkıyı okumamı emrettiler.

Bu şarkı, ATA'nın huzurunda sık sık okunan şarkılardan değil. her halde misafirlerden biri istemiş olacak?

Şarkının zeminini ve nakaratını okudum, fakat meyânını bir türlü hatırlayamadım. Çaresiz nağmeleri terennüm etmek suretiyle işi savuşturmak istedimse de, bu ATA'nın gözünden kaçar mı?

- Gel yanıma, dedi.

Gittim.

- Şarkının güftesi nedir? dediler.

- Hatırlayamadım paşam, dedim.

- Muhakkak ki rakı içmemişsindir.

Ve üç kadeh arka arkaya içmekliğimi emir buyurdular. Hörmetli kadehle, bilhassa yüksek dereceli rakının ne olduğunu içenler pek iyi bilir. Fakat emer emirdir, üç kadehi de içtim. ATA eliyle bir miktar leblebi verdi:

- Haydi yerine git ve şarkıyı tamamla.

Ben yerime dönünceye kadar, arkadaşlar güfteyi hatırlamışlar. Kulağıma fısıldadılar. Şarkıyı tamamlayabildim.

Bu sırada yat da kavakların önünden döndü, beylerbeyi sarayına geldik. Bu zarif sarayın birinci katındaki havuzlu salonda, fasıla devam ediyoruz.

Bir aralık sarayın önüne bir tenezzüp vapuru geldi. İstanbul muallimlerinden tertip ettiği bu tenezzüp kafilesi, sarayın önünde, hep bir ağızdan marş okuyorlar.

ATATÜRK ve maiyeti balkona çıktılar. Biz de Karadeniz marşını söyleyerek karşılık veriyoruz. ATA vapur gidinceye kadar balkonda kaldılar ve mendil salladılar.

Sabaha karşı, Dolmabahçe sarayına dönüyoruz. Sabah serinliği adam akıllı bastırmış, biz bir köşede büzüldük ve ceketlerimizin yakasını kaldırdık. Bu sırada ATATÜRK yanımıza geldi:

- Vaah gençler, diye bize takıldı.

Kendisi Aslanlar gibi yanımızda durdular...

Atatürk'ün Musıki Anlayışı Resimler

ATATÜRK'ÜN MUSIKİ ANLAYIŞI
"Efendiler!. Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..."

Bu, ATATÜRK'ün sanata ve sanatkâra karşı büyük sevgisini gösteren sözlerinden biridir.

Büyük ATATÜRK'ün sanatı ve sanatkârı onurlandıran daha pek çok sözleri vardır.

"Sanatkâr toplum içinde, uzun çaba ve çalışmalar vermekte, alnında ışıklı sevinci ilk hisseden insandır."

"Bir millet sanatdan ve sanatkârdan yoksunsa, tam bir hayata mâlik olamaz."

Büyük ATATÜRK, milli kültürün önemli bir parçası olan sanata çok değer verilmesi gerektiğini bildiği için, sanatkârı temelli teşvik ve takdir etmiştir.

"Türk milletinin yücelmesinde, başlıca hareket unsuru olan milli kültür ve sanatın gelişmesi" ATATÜRK'ün başlıca isteğiydi.

ATATÜRK bu konudaki çeşitli konuşmalarında, hep Türk milletinin ve dolayısıyla Türk sanatının, milletin hayatındaki önemine işaret etmiş, Türk sanatının ileri hamlelerle, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması gerektiğini vurgulamıştır.

ATATÜRK, Türk milletinin varlığına yönelik bütün değişikliklerin milli ve medenî temellere dayanmasını istiyordu.

Sanatta ve kültürde köklü bir geçmişe sahip olan Türk milletinin lâyık olduğu seviyeye ulaşması, onun temel emeli ve ideali olmuştur.

ATATÜRK, milletin hayatında gerçekleştirilmesi gereken bütün değişikliklerin zorlama ile olmayacağını, alıştırıcı ve inandırıcı bir tutumla oluşturulması gerektiğine inandığı için, özellikle Türk musıkisinde bu sistemin uygulanmasını gerekli görmüştür.

ATATÜRK'ün emirleriyle kurulan Cumhurbaşkanlığı orkestrasının bir konserinden sonra, ATATÜRK şöyle söylemiştir:

"Halkın da musıki ihtiyacını düşünmek gerekir. Halkın musıki zevkinin gelişmesi için bu musıkiye (batı musıkisine) alışması ve bu musıkiden hoşlanması için, köklü bir musıki eğitimine ihtiyaç vardır."

Nitekim, Devlet konservatuarının temeli olan musıki muallim mektebinin (1925) büyük ATATÜRK'ün bu işareti üzerine gerçekleştirilmiştir. Musıki muallim mekteplerinin amacı sanatçıdan çok orta öğretim için öğretmen yetiştirmekti. İkinci adım, bir milli musıki ve temsil akademisinin kurulmasıydı. ATATÜRK, musıkinin sadece nazarî (didaktik) bir uğraşı olarak değil, pratik ve uygulayıcı bir sistemle geliştirilmesini vurgulamış oluyordu.

Kurulan musıki muallim mektebinin sanatkârdan çok, öğretmen yetiştirmek amacına yönelik olması, genç öğretmenler mârifetiyle, memleket sathında bir musıki eğitiminin gerçekleştirilmesini sağlamaktı. Büyük ATATÜRK: "Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir niteliğinin de, güzel sanatları sevmek ve bu sahada yükselmek olduğunu" söylerken, Türk milletinin yüksek karakterine ve çalışkanlığına, milli birlik ve parlak zekâsına bilgiye bağlılığına ve yürek bütünlüğüne güvenini belirtiyor, milletin bu niteliğini her çeşit vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirilmesinin milli ülkümüz olduğunu ve bugünkü dünya içinde, tam anlamıyla medeni bir toplum içinde, yer alması gerektiğine önemle işaret etmiş oluyordu.

ATATÜRK, her konudaki düşüncelerini berrak bir akışla ifade etmiştir. ATATÜRK, elbette bir musıkici değildi, fakat derin bir musıki anlayışına ve zevk üstünlüğüne sahipti. Şu sözleri bunu anlatmaktadır:

"Bir çok defa bu musıkinin (Türk musıkisinin) tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musıki hakiki bir Türk musıkisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musıkisidir. Bu musıkiyi dünyanın anlaması lâzımdır. Onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerekir."

ATATÜRK, musıkimizi bütün dünyaya anlatabilmek için, milletçe medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerektiğine işaret ederken, bizim için, tarihin karanlıklarında ve derinliklerinde kalmış, zengin bir musıki kültürünün gerçek değerlerini meydana çıkarmak, özellikle musıki şuuru, duygusu ve bilgisini, aynı kuvvet ve heyecanla, yeni nesillere aktarmanın gereğine işaret etmek istemişlerdir. Eski ve köklü bir geçmişe sahip millet olarak, kültürde olduğu kadar milli ve toplumsal hayatımız için de, önemli olan musıkinin, bizde alaturka- alafranga meselesi, olmakta devam etmesindeki kısır çekişmeleri de ATATÜRK; 1 Kasım 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, meclis kürsüsünden söylediği şu sözlerle ülküleştirmiştir.

"Arkadaşlar! Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi biliyorum. Bu yapılmaktadır. Ancak bana kalırsa bunda çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musıkisidir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, musıkide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeğe yeltenilen musıki, yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır, bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusun ince duygularını düşüncelerini anlatan, yüksek deyişlerini, söyleyişlerini toplamak, onları genel musıki kurallarına göre işlemek gerekir, ancak Türk ulusal musıkisi böyle yükselebilir, evrensel musıki de yerini alabilir. Kültür işleri bakanlığının buna değerince önem vermesini, kanunun ona yardımcı olmasını dilerim."

Büyük ATATÜRK, yıllar önce söylediği bu sözleriyle, Türk musıkisi politikasının sağlam temeller üstünde geliştirilmesinde, temel ilkeyi tespit ediyor, Türk milletinin güçlü bir musıki potansiyeline sahip olduğunu bilerek, bu musıkinin layık olduğu biçimde, çağdaş medeniyet kurallarına göre geliştirilmesini istiyor, Türk gençliğine ve sanatına yeni ve ışıklı ufuklar açıyordu.
ATATÜRK, bütün memleket işlerinde olduğu gibi, kültür ve sanat varlığımızda da, dünya ölçüsünde bir yeniliğe ve başarıya ulaşmanın böyle mümkün olabileceğini, musıkide milli olabilmenin dayandığı temel unsurlardan biri olan folklor değerlerinden faydalanmanın önemini de belirtmiş oluyordu. Nitekim bir başka zaman da şöyle söylemiştir:" Bizim musıkimiz Anadolu halkından işlenebilir."

ATATÜRK, bu sözleriyle de, memleketin Milli Kültür hazinesi olan halk musıkisini araştırılarak, ilmî esaslar ve metodlarla kültür canlılıklarıyla ortaya konulmasını vurgulamış oluyordu.

ATATÜRK Türk musıkisine alaturka damgasını vuranlardan değildi, hele Arap, Fars ve Bizans musıkilerinden etkilenmiş olduğu görüşünü asla tasvip etmemiştir.

Alaturka, her ne kadar, Türk'e mahsus, Türkvâri gibi bir anlama geliyorsa da, bunu tezyif yollu kullanmayı âdet edinenler vardır. Başı bozukluk, gerilik, uyuşukluk gibi anlamlarda kullanılmak istenmektedir. Gerçekde Türk musıkisinin, bu anlayışla vasıflandırılması son derece âmiyâne bir yakıştırmadır.

ATATÜRK'e ait olduğu söylenen bazı sözler, yanlış aktarılmış, ya da naklederler, işlerine geldiği gibi yorumlamışlardır. Bunlardan biri şudur: "Esas müzik batı müziğidir, ulusumuz için de bu müziği normal görmeliyiz."

Türk musıkisini sevmeyenler, daha doğrusu bilmeyenler, musıkimizi temelli hor görmüşlerdir. Onlara göre, alaturka musıki; Bizans, Arap ve Fars musıkilerinin etkisinde kalmıştır. Tek sesli olması dolayısıyla de iptidâidir. Daha da ileri giderek: "Kozmopolit ve egzotik, melankolik bir havası vardır, onun için bu musıkiyi kaldırıp atmalı, batı müziğini almalıdır."

ATATÜRK'e mal edilen bu sözler, nakledenlerin yorumladıkları şekilde ise, aynı konularda belgeleşmiş sözleri de vardır ki, tam bir çelişki meydana geliyor demektir. ATATÜRK, gibi bir insan, böyle bir çelişkiye düşmezdi. Şu halde bu sözler, ya noksan, ya da yanlış aksettirilmiş ya da ATATÜRK bunları başka maksatla söylemiştir.

Bâzı müfrit muhafazakârlar da ATATÜRK'ün batı musıkisini sevmediğini, dinlemekten hoşlanmadığını ileri sürmüşlerdir. Her ikisi de doğru değildir. ATATÜRK, hiçbir zaman Türk musıkisini tezyif yollu, yerme ve kötülemede bulunmamış, tersine; "Yüksek bir medeniyetin musıkisi olduğunu." söylemiştir.

ATATÜRK: "Bir ulusal eğitim programından söz ederken, yabancı düşüncelerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden arınmış, ulusal birliğimize, gelenek ve tarihimize uygun bir kültür kasdediyorum, herhangi bir yabancı kültür, şimdiye kadar takibedilen yabancı kültürlerin bozucu sonuçlarını tekrar ettirebilir. Kültür, ortamla uyumlu olmalıdır. Bu ortam ulusun öz benliğidir." diyor. (Temmuz 1924)

Böyle söyleyen ATATÜRK, doğrudan doğruya: "Bizim için esas müzik batı müziğidir, bu müziği ulusumuz için normal görmeliyiz." sözünü yorumlayan biçimde söylenmiş olabilir mi?

ATATÜRK, Türk musıkisinin en iyi şartlarla korunmasını ve geliştirilmesini istiyor, batı musıkisini de seviyor ve hoşlanarak dinliyordu.

Halkı çoksesli musıkiye alıştırmada eğitici bir yol tutulmasını, batıya yönelik çalışmalarda, çağdaş milletler seviyesine ulaşma safhalarında, musıki ürünlerinin önemli yeri olduğunu takdir ederek, milli bütünlüğümüzü belirten, kültür değerlerimizi ve geleneklerimizi göz önünde tutarak, milli ve evrensel literatürden de faydalanarak, Türk musıkisinin kudretini batı dünyasına tanıtmak ve göstermek gerektiğine inanıyordu. Bu, Türk duygusunu ve milli heyecanını batı ölçüleri ve tekniği içinde işleyerek, bütün dünyaya tanıtmak demektir.

Atatürk İnkilapları; Bir Kültürel Reform atatürkün hayatı hitabesi

Atatürk İnkilapları; Bir Kültürel Reform
Prof. Dr. Mümtazer Türköne
Gazi Üniversitesi

Mustafa Kemal Atatürk'ün (1881-1938) Türkiye'nin siyasî kaderinde rol alması, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmesiyle başlayan dönemde Türk vatanının Mondros Mütarekesi’ni müteakiben işgal edilmesine karşı verilen Millî Mücadeledeki liderliğiyle başlar. Bu liderlik mütareke dönemi İstanbul'undaki çalışmaları bir yana bırakılırsa Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren başlatılabilir. Bu itibarla bu yazıda bu tarihten Atatürk'ün ölümüne kadar geçen 19 yıl ele alınacaktır.

Bu 19 yıl, sadece Türkiye için değil, bütün dünya için, büyük alt-üst oluşların yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde, Birinci Dünya Savaşı'nda yenilen devletlerin tamamında siyasî rejimler değişmiştir. Savaş, galip gelen ülkelerde de büyük bir tahribat yaratmış ve savaş sonrası dünyasında siyasî, iktisadî ve hukukî bir uluslararası sistem kurulamadığı için 1929'da büyük ekonomik buhran patlamış ve akabinde dünyayı İkinci Dünya Savaşı'na götürecek gelişmeler yaşanmıştır. Daha önce görülmemiş faşizm, nasyonel sosyalizm ve komünizm gibi totaliter rejimler bu dönemde ortaya çıkmış, dünya bir ideolojiler savaşına şahit olmuştur. Yine bu dönem, bütün dünyada liberal demokrasilerin ve liberalizmin gerileyiş yıllarıdır.

Atatürk, devrimlerini işte bu uluslararası şartlarda gerçekleştirmiştir. Bir kültürel reform olarak Atatürk devrimleri kısaca işaret edilen uluslararası şartlardan etkilenmiştir. Bu etkilenme bir yansıma ilişkisi şeklinde değil, uluslararası gelişmelerin ülkenin tarihî, maddî şartları ve stratejik öncelikleri çerçevesinde değerlendirilmesi ile gerçekleşmiştir. Bu değerlendirmenin siyasî ve stratejik boyutları kültürel ve tarihî bir bakış açısına dayanır. Buna göre Atatürk'ün değerlendirmesinin özeti şöyledir: Batı medeniyeti her şeyiyle doğu medeniyetinden üstündür. Bu üstünlüğün temelinde akılcılık yatmaktadır. Batıda Aydınlanma ve Fransız İhtilâliyle akılcılığın önündeki dinî taassup ve eski rejim tasfiye edilmiştir. Osmanlı'da ise başlangıçtaki akılcılık, dinî taassup yüzünden ortadan kalkmıştır. Mesele İslam dininden değil onun yorumlanış tarzından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden özünde akılcılıkla bağdaşan İslam dininin lâik bir siyasî çerçeve içinde vatandaşların vicdanlarında yer alması, dünya ve devlet işlerine karışmaması gerekmektedir. Türkiye'nin modernleşmesi bu konudaki tavizsiz uygulamaya bağlı olacaktır.

Sanal Gezinti Müzeler Saraylar Camiler, Kiliseler, Manastırlar

Anadolu Medeniyetleri Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Antalya Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Aphrodisias Müzesi
Ayasofya Müzesi
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Burdur Arkeoloji Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Çorum Müzesi
Denizli Hierapolis Arkeoloji Müzesi
Efes Müzesi
Efsaneler Diyarı Gordion
Ertuğrul Gazi Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Gaziantep Müzesi i (360 Derece Panoramik Görüntüler)
İstanbul Galata Mevlevihanesi Müzesi
Kapadokya Açık Hava Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Kars Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Konya Mevlana Müzesi (Dosya Türü wmv)
Konya Mevlana Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Mardin Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Mersin Anamur Müzesi (360 Derece Panoramik Görüntüler)
Side Müzesi
Sanal Müzik Müzesi


Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru Tıkla

Ülkemizin Milli, Manevi, Tarihi Kültürel, Sanatsal ve Turistik değerlerinin yurt içi ve yurt dışında tanıtımını yapmak, yaptırmak, bu amaçla yurt içinde, yurt dışında yapılacak çeşitli tanıtım etkinlikleri yapan kuruluşlarla işbirliği yaparak tanıtım çalışmalarının en etkin hale getirilmesini sağlamak Kültür ve Turizm Bakanlığı görevleri arasında yer almaktadır.

Bu çerçevede, değişik amaçlarla yurt dışında ikamet etmekte bulunan vatandaşlarımızın bulundukları ülkede kurdukları dernek, vakıf, birlik v.b. sosyal amaçlı kuruluşların sivil toplum örgütü olarak gerek bulundukları ülkelerde, gerekse ana vatanlarında önemli bir rol oynadıkları gerçeği bilinmektedir.

Globalleşen dünyada ülkemizin milletler camiasında hak ettiği yeri almasında çok önem atfettiğimiz, özellikle siz yurtdışında eğitim gören gençlerimizle, ülkemiz tanıtımı için işbirliği içinde olmaya önem vermekteyiz. Bu amaçla, fahri elçilerimiz olan sizlerin görüşlerinizi bizlere iletmeniz, kurmak istediğimiz işbirliğinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynayacaktır.

Bu konuda bizlere göstereceğiniz yardım ve işbirliği için şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Not: Ayrıca Diğer Türk dernekleri ve Öğrencilerimizle de irtibata geçmemize vesile olursanız seviniriz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı


CVP:Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru
ULKEMIZI TANITMAK ADINA YAPILMIS BU GIRISIMI YUREKTEN DESTEKLIYORUM.BENDE KENDI KULTURUMUZ OLAN GELENEKSEL EBRU SANATINI DIGER ULKELERDE TANITMAK VE TURK EBRU SANATININ INCELIKLERINI GOSTERMEK ISTERIM.BU FORUM SAYFASI ARACILIGI ILE YURT DISINDAKI KULTUR ELCILERIMIZLE IRTIBATA GECMEK DILEGI ILE


Ömer Faruk TÜRKAN
18/10/2005 14:47:35



Ömer Faruk TÜRKAN
tarafından değiştirilmiştir.

Şanslıları çoğaltalım
Kültürel-doğal güzelliklere sahip ülkemizin, tanıtımına katkıda bulunarak, bu toprakların üzerinde, doğmuşu yada yaşayanları olan bizlerin ne kadar şanslı insanlar olduğumuzu, tüm dünyaya anlatmalı, onlarında güzel ülkemizi, görme-tanıma şansına sahip olmalırını sağlamalıyız...


Ben halen yurtdisinda bulunmakta ve dil egitimi almaktayim. Yurtdisina cikinca cok daha iyi farkettim ulkemin guzelliklerini ve diger ulkelerden cok daha farkli oldugunu. Elimden geldigimce cevremdeki insanlara Turkiye'yi anlatmaya calisiyorum burda. Hatta diyebilrim ki temas ettigim her insana (Cinlilere, okuldaki diger milletlerden olan arkadaslarima) bazen bir iki kelime ile, bazen bu sitedeki goruntulerle, bazen kartpostallar hediye ederek ulkemi elimden geldigince anlatiyorum. Bu konuda yapmam istenen birsey olursa da her zaman yapmaya hazirim. Ama benim de burda cok ciddi bir kaynak sorunum var. Yeri burasi mi bilmiyorum ama dile getirmek istedim. Cin ile ulke iliskilerimiz cok sıkı olmadigindan olsa gerek hicbir yerde Turkiye ile ilgili Cince kaynak bulamiyorum. Su an hazirlayacak kadar da dil ogrenemedim henuz. Bu konuda kaynak yardimi soz konusu olabilir mi acaba?


ozgur yucel DEMIR
tarafından değiştirilmiştir.

CVP:Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru
Boyle bir hizmeti sundugunuz icin tesekkur ediyorum, burada eliminden geldigi kadariyla ve dar imkanlarimizca kultur ve turizm tanitimlari yapiyoruz. Bilhassa Guney Amerika bu konuda epeyce ilgiye ihtiyaci var, tabii universitelerden tutunda, turizm fuarlarina kadar her yonde bir tanitim kampanyasina ve calismasina ihtiyaci oldugunu dusunuyorum latin Amerikanin. Arjantin konumu ve ekonomik itibariyle buyuk bir potansiyel olusturuyor.Yapilacak en ufak ve en buyuk herturlu kulturel ve turizm aktiveleri olumlu bir yanki birakacaktir. Aslinda anlatilacak detaylar epeyce fazla.Mukemmellik aramiyorum lakin bu konuda desteginizin gerekmektedir.Sizlerle zaman gectikce daha fazla paylasmak istiyorum buradaki yasami ve nelerin gerektigi, arzderim


EFENDİM MERHABA
T
ürkiye için elbetteki tanıtımlar önemli bir mevzu.Gün geçtikçe turizm değeri artan bir ülkeyiz ve tek olma yolunda ilerliyoruz.Bilinmesi gereklidir ki bir kuruluşu ayakta tutabilecek en büyük unsur reklam hizmetleridir.Bu ölçüde reklam ağına önem vermek çok önemli.Çok büyük maddiyatlar içermesine rağmen gelir getirisini düşündüğümüzde bunun hiç bir öneminin olmadığını anlıyoruz.Bir turizm öğrencisi olarak geleceğim parlak olmasada mutlaka ki bir yerde ülkemize faydamız olacağı kanaatindeyim. Sevgiler Saygılar. Özkan ERKAN
Ekli Dosya: türkiye.gif



Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru
oncelikle herkese selamlarimi iletmek isitiyorum.sayin bakanimiza ve diger arkadaslara tesekkur etmek istiyrum.Ben Polonyada dil asistanligi yapiyorum.bir ilkokulda ogrencilere turk muzigi, turk danslari, halay, ciftetelli,horon, turkce,dinimizi ve kulturumuzu ogretiyorum. Gercekten hepsi cok meraklilar ama uzuldugum bir konu war.Gercekten bizi tam olarak tanimiyolar.hala Turkler 4 kadinla evlenir gibi bazi sorular geliyoki gercekten cok uzucu.Ama bizim gibi arkadalarin warligiyla ulkemizi daha cok ve dah iyi tanitacgimaz inaniyorum. Bu arada 12-16 aralik 2005 tarihleri arasinda Turk haftasi duzenleyecegiz.Gelmek isteyen herkese kapimiz acik. basarilar dilerim soner Yuceer


Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru

Ulkemizi tanitmadilegiyle bu siteyi kuranlara tum turk vatandasi adina tebrikler ediyorum. Ulkemizin & kulturumuzun yurtta &disinda dillerde bir gunaydin sozu gibi ezber olabilmesi umuduyla. servet


Fahri Kültür Turizm Elçilerimize Duyuru

HERSEYDEN ÖNCE BÖYLE KIYMETLI BIR FOUMU HAYATA GECIRENLERE VE BU FORUMA KATKIDA BULUNANLARA SELAMLAR CENNET VATANIMIZI TANIZMA NOKTASINDA EL ELE VEREBILIRSEK HER TÜR ENGELI DAHA RAHAT ASABILIRIZ KANAATINDEYIM SAYGILARIMLA

Video, Sunu Tanıtım Bölümü din dersi

8 Mayıs 2009 Cuma




 





 Çanakkale'den bir destan




 
Çanakkale Klibi [Eledim-Çanakkale içinde]



 
 
 





 






 Bir Destandır Çanakkale(huma kuşu-şu kışla)

 

Kerbela



 
 
 





 





Oruç Duası

 

Zekat Vermeli



 

 

 






 






Temiz Çocuk

 

Yağmur Duası



 

 

 






 






Her Şeyi Yaratan Allah'tır

 

Örnek Dua



 

 

 






 






Arapça Çocuk ilahisi- Türkçe Altyazılı

 

Peygamberi Görmek İçin



 

 

 



DinDersi.com Video, Sunu Tanıtım Bölümü

DinDersi.com Paylaşım Dosyaları Arasında Bulunan Video ve Sunulardan Bir Demet

codebase="http://active.macromedia.com/flash2/cabs/swflash.cab#version=4,0,0,0"
ID=salakkız WIDTH=468 HEIGHT=60>




Dualar bütün dualar neler öğreniyoruz

Kainatin duasi
“Aksam; sirma saçli bir ceviz agacinin yapraklarinda gülümsüyordu. Köyde bir telas, bir telas... “Ramazanda da sular kesilir mi canim?” “hökümetin hiçbir isi dogru düzgün degil ki zaten” “hele sehre adam yollayiverin de belediyeye gitsinler”

Iki köylü belediyeye gider, ama kimse onlari kaale bile almaz. Ne yapsinlar çaresiz geri dönerler. Ertesi gün grup hâlinde gidilir. Bu sefer de görevliler baslarindan atmaya ugrasirlar. Basarili da olurlar. Böylece aradan bir hafta geçer. Köyde millet susuzluktan kirilir. Kimse gelip de kaynak suyu çikarilan yerdeki çatlak boruyu tamir etmez ve su akar akar akar...en sonunda köylü dayanamaz, bütün köy halki toplanarak belediyenin kapisina dayanir. Bu kadar insani basindan atamayacagini anlayan görevliler çaresiz köylülere yardim ederler. Artik köylüler “hâcet-i amme” olan sularina kavusmuslardir. Nede olsa koca köy halkinin istegini geri çevirecek degildir zaten bu o baskanin makamina yakismaz. Hele bir de aralarinda yakin akrabalari falan varsa...” diye devam edip gider iste hikaye.

Gönderen : Ataberk

-

duaarifnihatASYA


DUA



Biz,kisik sesleriz... minareleri,

Sen,ezansiz birakma Allahim!

Ya çagir surda bal yapanlarini,

Ya kovansiz birakma Allahim!

Mahyasizdir minareler... gögü de,

Kehkesansiz birakma Allahim!

Müslümanlikla yogrulan yurdu,

Müslümansiz birakma Allahim!

Bize güç ver... cihad meydanini,

Pehlivansiz birakma Allahim!

Kahraman bekleyen yiginlarini,

Kahramansiz birakma Allah'im!

Bilelim hasma karsi koymasini,

Bizi cansiz birakma Allah'im!

Yarinin yollarinda yillari da,

Ramazansiz birakma Allah'im!

Ya dagit kimsesiz kalan sürünü,

Ya çobansiz birakma Allah'im!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasiz;

Ve vatansiz birakma Allah'im!

Müslümanlikla yogrulan yurdu,

Müslümansiz birakma Allah'im!



Arif Nihat Asya


Gönderen : ilon

-

Rabbim
Rabbim,
bir insanı koy kalbime ama o insan seninde sevdiğin bir insan olsun.
Ve beni öyle bir insana sevdir ki, o insanın kalbinde sen olasın.
Ki ben o insanın kalbinde seni bulayım.
Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce onunla buluşmuş olan sen olasın.
Onunla elele tutuştuğumda ikimizin elinin üstünde senin elin olsun.
Bana öyle gözler göster ki ben o gözlerden sana bakayım.
Bana öyle bir sevgili ver ki, bakışı cennete açılan iki pencere olsun.
Onunla öyle bir yolda yürüyelim ki, klauzumuz sen olasın Ey Rabbim.
Öyle bir sevgili ver ki bana,
Ona sarıldığımda kainat bize bakıp birbirine sarılsın.
Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim,
sevgimizden Muhammed sevilsin.
Amin...

Gönderen : ilon

-

Bebegin Duasi
Ey gökleri ve Yeri ve içindekileri yoktan yaratan Rabbim!

Ben bir hiçtim,beni Sen Kudretinle yarattin.
Bana Sen vücut verdin,hayat verdin,ruh verdin.
Bunlari Sen bagislamasaydin eger,hiç kimse beni hiçlikten ve yokluktan çikarip bu dünyaya göndermezdi.

Ben bir anne ve babadan dogdum.ama ben dünyaya gözümü açmadan önce,onlar da nasil bir bebek beklediklerini bilmiyorlardi.
Bana Sen kendi diledigin gibi bir süret verdin.
Bana dünyada hiç kimseye vermedigin bir sima verdin.
Alemlerin Rabbi benim yüzümde,sadece bana ait bir eserini nasil islemis,göreyim ve göstereyim diye.

Bana göz verdin,Senin eserlerini göreyim diye.
Bana kulak verdin,Senin yarattiklarinin Seni nasil zikrediyor isiteyim diye.
Bana akil verdin,Seni bulayim diye.
Bana dil verdin,Seni zikredeyim diye.
Bana kalp verdin,Seni seveyim diye.
Dünya ve ahiretin bütün nimetlerini önüme serdin ve bana bir arzu verdin”Senden isteyeyim diye”

Vermek istedin.çünki vermek Senin sanindandir.
Onun için bana istemeyi ögrettin.
Aldigim her nefes Senin Rahmetindendir Ya Rabbi.
Eristigim her nimet Senin ihsanindandir Ya Rabbi.
Nesem,sevinçim,mutluluk ve huzurum hep Sendendir Ya Rabbi.
Senin gizli açik nimetlerinin sayisini bilemem,hayal bile edemem.bilsem de saymakla bitiremem Ya Rabbi.
Yalniz üzerimdeki en büyük nimetini bilirim:
”Bana sükretmeyi ögreten de Sensin Ya Rabbi”


Gönderen : ilon

-

BİR BABANIN DUASI
Bana öyle bir evlat nasip etki Allah'ım,

Zayıf olduğu zamanları bilecek kadar güçlü, korktuğunu kendisine itiraf edebilecek kadar cesur olsun; şerefli bir mağlubiyette mağrur ve dik kalabilsin; zaferde ise mütevazı ve ve şefkatli olabilsin.

Bana öyle bir evlat nasip etki Allah'ım,

Yapması gereken işler sadece birer arzu olarak kalmasın, seni tanıyan bir evlat olsun ve kendini tanımak bilginin temel taşı olduğunu bilsin .

Sana yalvarırım Allah'ım, onu kolay ve rahat yollarda değil, güçlüklerle savaşmanın zevkini duyacağı yollarda yürüt ki, fırtınalarda ayakta kalmayı, ayakta kalamayanlar için de sevgi ve şefkat duymayı öğrensin.

Bana öyle bir evlat nasip etki Allah'ım,

Kalbi temiz olsun, ümitleri yüksek... Öyle bir evlat olsun ki, başkalarına hükmetmeden önce kendine hükmetmesi gerektiğini bilsin, öyle bir evlat ki, geleceğe uzansın ama geçmişi unutmasın.

Ve bütün bunları ona verdikten sonra, yine yalvarırım Allah'ım, yine yalvarırım Allah'ım, ona gülebilme duygusunu ver ki, daima ciddi olduğu halde kendisini fazla ciddiye almasın, ona alçakgönüllülük ver ki daima gerçek büyüklüğün sadeliğini, gerçek zekanın açık sözlülüğünü, gerçek gücün şefkat ve yumuşaklılığını hatırlasın.

Ancak ondan sonra Allah'ım ben, babası “boşuna yaşamadım” diyebileyim

Gönderen : Necmi KOBYA

-

PEYGAMBERİMİZ (SAV)İN YAPTIĞI GÜNLÜK DUALAR
Sabahleyin Uykudan Kalkınca Okunacak Dua:

Okunuşu: "Elhamdulillahillezi ehyana ba'de ma ematena ve ileyhi'n- nüşur."
Anlamı: "Bizi öldürdükten sonra dirilten (uyuduktan sonra uyandıran) Allah'a hamdolsun. (kıyamette) O'nun huzurunda toplanılacaktır." (Buhari: 11/96)

Her Sabah Okunacak Dua:

Okunuşu: "Allahümme bike asbahna ve bike emseyna ve bike nehya ve bike nemutu ve ileykennuşur."
Anlamı: "Allahım! Senin yardımınla sabaha girdik, senin yardımınla akşama kavuştuk, senin yardımınla diriliyor ve senin kudretinle ölüyoruz ve (kıyamette) varış sanadır." (Ebu Davud: 5067)

Her Akşam Okunacak Dua:

Okunuşu: "Allahumme bike emseyna ve bike esbahna ve bike nahya ve bike nemutu ve ileykel masir."
Anlamı: "Allahım! Senin yardımınla akşama girdik, senin yardımınla sabaha kavuştuk, senin yardımınla diriliyor ve senin kudretinle ölüyoruz ve dönüş yalnız sanadır." (İbn Mace, Dua: 14)

Şirkten Korunmak İçin (Sabah-Akşam) Okunacak Dua:

Okunuşu: "Allahumme inni euzu bike min en uşrike bike şey'en ve ene a'lemu ve estağfiruke lima la a'lemu inneke ente allamulğuyubi."
Anlamı: "Allahım! Şüphesiz ben bilerek herhangi bir şeyi şirk koşmak (eş ve ortak tanımak) tan sana sığınırım.Bilmeyerek işlemiş olduğum(şirk ve hatalarım) ın senden bağışlanmasını dilerim. Şüphesiz ki bütün gaybları (gizli şeyleri) ancak sen bilirsin." (et-terğıb ve et-terhib: 1/76)

Yemekten Sonra Okunacak Dua:

Okunuşu: "Elhamdulillahillezi et'amena ve segana ve cealena müslimin."
Anlamı: "Bizi nimetleriyle yediren ve içiren ve bizi İslam üzere bulunduran Allah'a hamd olsun." (Ebu Davud, At'ime:15)

Elbise Giyerken Okunacak Dua:

Okunuşu: "Elhamdulillahillezi kesani haza ve razeganihi min ğayri havlin minni ve la guvvetin."
Anlamı: "O Allah'a hamd olsun ki, benden bir kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve (bunu) bana rızık olarak verdi." (Tirmizi, deavat: 107)

Camiye Girerken Okunacak Dua (sağ ayakla girilir):

Okunuşu: "Bismillahi vessalatu vesselamu ala rasulillahi. Allahummeğfir li zunubi veftah li ebvabe rahmetike."
Anlamı: "Allah'ın adıyla, Allah Resulune salat ve selam olsun. Allah'ım , günahlarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç." (Müslim, müsafirin:68)

Camiden Çıkarken Okunacak Dua (sol ayakla çıkılır):

Okunuşu: "Bismillahi vessalatu vesselamu ala rasulillahi. Allahumme inni es'eluke min fedlike, allahumme e'sımni mineşşeytanirracim."
Anlamı: "Allah'ın adıyla, Allah Resulune salat ve selam olsun. Allah'ım , Senden fazl-u (ihsanını) diliyorum. Allahım, beni rahmetinden uzaklaştırılmış şeytanın şerrinden koru." (Buhari, teheccüd: 25)

Helaya Girerken Okunacak Dua (sol ayakla girilir):

Okunuşu: "Bismillahi Allahumme inni euzu bike minelhubsi velhebaisi."
Anlamı: "Allah'ın adıyla, Allahım, her türlü pislikten ve pis olan şeylerden(erkek ve dişi şeytanların şerrinden) sana sığınırım." (İbni Mace, Teharet: 9)

Heladan Çıkarken Okunacak Dua (sağ ayakla çıkılır):

Okunuşu: "Ğufraneke, Elhamdulillahillezi ezhebe annil eza ve afani."
Anlamı: "(Allahım!) Senin mağfiretini dilerim.Benden eza veren şeyleri gideren ve bana afiyet veren Allah'a hamdolsun." (İbni Mace, taharet:10)

Bir Meclisten (sohbet veya bir toplantıdan) Kalkarken Okunacak Dua:

Okunuşu: "Subhaneke Allahumme ve bihamdike eşhedu en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubu ileyke."
Anlamı: "Allah'ım! Seni her türlü noksanlıklardan tenzih eder, hamdimi sana takdim ederim. Senden başka hiçbir ilah bulunmadığına şehadet ederim. Senden mağfiret diliyor ve sana tevbe ediyorum." (tirmizi, deavat: 38

Su İçtikten Sonra Okunacak Dua:

Okunuşu: "Elhamdulillahillezi segana azben furaten birahmetihi ve lem yec'alhu milhen ucacen bizunubina."
Anlamı: "Bize tatlı soğuk su içiren ve günahlarımız sebebiyle onu içilmez tuzlu su yapmayan Allah'a hamd olsun." (Ebu Nuaym)

Aynaya Bakarken Okunacak Dua:

Okunuşu: "Elhamdulillahi Allahumme kema hassente halgi fehassin hulugi."
Anlamı: "Allah'a hamdolsun. Allah'ım! Benim yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir." (İbnüs-sünni, El- Ezkar: 270)

Aksırma Esnasında:

Aksıran kimsenin; "Elhamdulilllah" "Allah'a hamd olsun" demesi, o'nu işiten kimsenin de: "Yerhamukeallah" "Allah sana merhamet etsin" demesi gerekir. Aksıran kişi, yanında "Yerhamukeallah" denildiğini duyunca: "Yehdina ve yehdikumullah " " Allah bize ve size hidayet versin". Veya, "Yehdikumullahu ve yuslihu balekum" "Allah, sizi doğru yola yöneltsin ve işlerinizi düzeltsin" demelidir. (Buhari, Edep: 125)

Vasıtaya Binerken Okunacak Dua:

Önce besmele okunur; üç tekbir getirilir. Sonra:

Okunuşu: "Subhanellezi sehharalena haza ve ma kunna lehu mugrinine ve inna ila rabbina lemungalibun."
Anlamı: "Bunu bizim hizmetimize veren Allah'ın şanı ne yücedir. O'nun ihsanı olmasaydı biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz Rabbimize döneceğiz." (Zuhruf Suresi 13-14)

Eve Girerken Okunacak Dua:

Okunuşu: "Allahumme inni es'eluke hayral mevleci ve hayral mehraci bismillahi ve lecna ve bismillahi haracna va alallahi rabbina tevekkelna."
Anlamı: "Allahım! Her giriş ve çıkışımda senden hayır diliyorum. Allah'ın adıyla evimize girer, Allah'ın adıyla çıkarız ve Rabbimize dayanıp güveniriz." (Ebu Davud, Edeb: 112)

Evden Çıkarken Okunacak Dua:

Okunuşu: "Bismillahi tevekkeltu alellahi la havle ve la guvvete illa billahil aliyyil azim."
Anlamı: "Allah'ın adını anarak (evimden çıkıyorum) ben, Allah'a dayanıp tevekkül ettim. (her türlü) kuvvet ve kudret ancak yüce Allah'ın yardımıyladır." (Tirmizi, deavat: 34)

Gece Uykudan Önce Okunacak Dua:

Okunuşu: "Bismike Allahumme emutu ve ehya."
Anlamı: "Senin adını anarak ölür ve dirilirim (uyur ve uyanırım) Allahım!" (Buhari, Deavat: 7)



Gönderen : Necmi KOBYA

-

KURAN-I KERİMDEKİ DUA AYETLERİ...
Peygamber Efendimizin Duası
"Rabbi zidnî ilma"

Ey Rabbim! Benim ilmimi artır.[1]

Peygamber Efendimizin Kafirlerle Mücadelede Yaptığı Dua
"Rabbi fela tec'alnî fil-gavm'iz-zalimin."

Ey Rabbim! Beni o zalimler topluluğunun içinde tutma.[2]

Hz. Adem (a.s) ve Hz. Havva validemizin yaptığı dua
"Rabbena zalemna enfusena ve inlem tağfir lena ve terhamna lenekûnenne min'el-hasirîn."

Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizleri affetmezsen ve bizlere acımazsan hüsrana uğrayanlardan oluruz.[3]

Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İsmail'in (a.s) Kabe'yi Yaparken Okudukları Dua
"Rabbena tegabbel minna inneke entes-semi'ul-alim."

Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul et, muhakkak sen, işiten ve bilensin.[4]

Kâbe'yi Yaptıktan Sonraki Duaları
"Rabbena vec'elna muslimeyni leke ve min zurriyyetina ummeten muslimeten leke ve erina menasikena ve tub aleyna inneke entet-tevvab'ur-rahim. Rabbena veb'as fîhim rasulen minhum yetlû aleyhim ayatike ve yuallimuhumul kitabe ve'l-hikmete ve yuzekkîhim inneke ente'l-azîz'ul-hakim."

Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş Müslümanlar kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş müslüman bir ümmet ver. Bize ibadet esaslarını göster ve tövbemizi kabul et. Şüphesiz sen tövbeleri kabul eden ve esirgeyensin. Ey Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder, onlara ayetlerini okusun, kitap ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.[5]

Hz. İbrahim'in (a.s) Çocukları İle Mescid-i Haram'a Gidince Yaptığı Dua
"Rabbic'al hazel-belede aminen vecnubnî ve beniyye en na'bud'el-esnam. Rabbi innehunne azlelne kesiran minen-nas. Femen tebiani feinnehu minnî ve men asâni feinneke ğafur'ur-rahim. Rabbena innî eskentu min zurriyyetî bi-vadin ğayri zî zer'in inde beytikel-muharram. Rabbena liyugîmus-salate fec'al ef'ideten minen-nasi tehvî ileyhim ver-zughum mines-semerati leallehum yeşkurûn. Rabbena inneke ta'lemu ma nuhfî vema nu'linu vema yahfa alallahi min şey'in fil-arzi vela fis-sema."

Ey Rabbim! Bu beldeyi, güvenli bir belde yap. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut. Ey Rabbim! Çünkü putlar, kendilerine tapan bir çok insanın sapmasına sebep oldular. Kim bana uyarsa şüphesiz ki, o benim dinimdendir. Kim de bana karşı gelirse şüphesiz ki sen, af ve merhameti bol olansın. Ey Rabbimiz! Soyundan bazılarını, muharrem ve mukaddes evinin yanındaki çorak, zıraata elverişsiz vadiye, namazı kılsınlar diye yerleştirdim. Ey Rabbim! İnsanların kalplerini onlara meylettir. Onları meyvelerle rızıklandır ki, şükretsinler. Ey Rabbimiz! Hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da çok iyi bilirsin. Yerde ve gökte, hiç bir şey Allah'tan gizli kalmaz.[6]

Hz. İbrahim'in (a.s) Kendisi ve Soyu İçin Yaptığı Dua
"Rabbic'alnî mugîm'es-salati ve min zurriyyetî. Rabbena ve tegabbel duaî. Rabbeneğfirlî ve li-valideyye ve lil-muminîne yevme yegûm'ul-hisab."

Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelen salih kimseleri, namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul eyle! Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde, beni, anamı, babamı, ve bütün müminleri affet![7]

Hz. Zekeriyya'nın (a.s) Yaptığı Dua
"Rabbi heb lî min ledunke zurriyyeten tayyibeten, inneke semi'ud-dua."

Ey Rabbim! Katından bana temiz bir zürriyet ver. Şüphesiz sen duaları işitensin.[8]

Hz. Musa'nın Duaları
"Rabbi innî la emliku illa nefsî ve ahî fefruk beynena ve beynel-kavmi'l-fasikîn."

Ey Rabbim! Ben ancak kendim ve kardeşimle baş edebilirim. Bizimle fasık toplumun arasını ayır.[9]

"Subhaneke tubtu ileyke ve ene evvel'ul-muminîn."

Seni tenzih ederim ey Rabbim! Tövbe edip sana yöneldim ve iman edenlerin ilkiyim ben.[10]

"Rabbiğfir lî ve liahî ve edhilna fî rahmetike ve ente erham'ur-rahimîn."

Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi affet. Bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.[11]

"Ente veliyyuna feğfir lena ve'rhemna ve ente hayr'ul-ğafirîn."

Ey Rabbim! Sen bizim velimizsin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge, sen bağışlayanların en hayırlısısın.[12]

"Vektub lena fi hazihid-dunya ve fil-ahireti innî hudna ileyke."

Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz sana yöneldik.[13]

"Alallahi tevekkelna. Rabbena la tec'elna fitneten lil-kavm'iz-zalimin ve neccina bi-rahmetike min'el-kavm'il-kafirîn."

Biz Allah'a güvendik. Ey Rabbimiz! Bizi zulme sapan bir kavim için itmihan vesilesi kılma. Ve bizi kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar.[14]

Hz. İsa'nın (a.s) Rızk İçin Yaptığı Dua
"Allahumme rabbena enzil aleyna maideten min'es-semai tekunu lena îden li-evvelina ve ahirina ve ayeten minke verzukna ve ente hayr'ur-razigîn."

Allah'ım! Ey Rabbimiz! Bize gökten sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Sen'den bir belge olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın.[15]

Hz. Şuayb'ın (a.s) Yaptığı Dua
"Alallahi tevekkelna rabbenefteh beynena ve beyne kavmina bil-hakki ve ente hayr'ul-fatihîn."

Biz Allah'a güvendik. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında sen hak ile hüküm ver. Sen hüküm verenlerin en hayırlısısın.[16]

Hz. Nuh'un (a.s) Yaptığı Dua
"Rabbi innî eûzu bike en es'eleke ma leyse lî bihi ilmun ve illa teğfir lî ve terhemnî ekun min'el-hasirîn."

Ey Rabbim! Bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamazsan ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan oluruz.[17]

Hz. Nuh'un (a.s) Kavminin İnkarı Üzerine Yaptığı Dua
"Rabbinsurnî bima kezzebûn."

Ey Rabbim! Kavmimin beni yalanlamasına karşı bana yardım et.[18]

Tufan Sırasında Sular Yükselirken Nuh'un (a.s) Duası
"Rabbi enzilnî munzelen mubareken ve ente hayr'ul-munzilîn."

Ey Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen indirilenlerin en hayırlısısın.[19]

Hz. Yusuf'un (a.s) Yaptığı Dualar
"Rabbi's-sicnu ehabbu ileyye mimma yed'ûnenî ileyhi ve illa tasrif annî keydehunne esbu ileyhinne ve ekun min'el-cahilîn."

Ey Rabbimiz! Benim için zindan, bunların çağırdığı şeyden daha iyidir. Eğer tuzaklarına engel olmazsan, onlara uyar, cahillerden olurum.[20]

"Rabbi gad ateyteni min'el-mulki ve allemtenî min te'vil'il-ahadisi fatir'es-semavati vel-arzi ente veliyyî fid'dunya vel-ahireti teveffenî muslimen ve elhignî bi's-salihîn."

Ey Rabbim! Bana mülkü sen verdin. Rüyaların yorumunu sen öğrettin. Yerin ve göklerin yaratıcısı sensin. Beni müslüman olarak öldür ve beni salihlere kavuştur.[21]

Hz. Eyyub'un (a.s) Hastayken Yaptığı Dua
"Ennî messeniyez-zurru ve ente erham'ur-rahimîn."

Bu hastalık gerçekten beni sarıverdi. Sen ise merhametlilerin en merhametli olanısın.[22]

Hz. Yunus'un (a.s) Balığın Karnındayken Yaptığı Dua
"La ilahe illa ente subhaneke innî kuntu minez-zalimîn."

Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ve tesbih ederim. Ben zalimlerden oldum.[23]

Hz. Lut'un (a.s) Kavminin Sapıklığından Dolayı Duası
"Rabbi neccinî ve ehlî mimma ya'lemûn."

Ey Rabbim! Beni ve ailemi kavmimin yapmakta oldukları şeyden kurtar.[24]

Hz. Süleyman'ın (a.s) Duası
"Rabbi evzi'nî en eşkura ni'metikelletî en'amte aleyye ve alâ valideyye ve na'mele salihen terzahu ve edhilnî birahmetike fî ibadik'es-salihîn."

Ey Rabbim! Bana, ana ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat.[25]

Hz. Meryem'in (a.s) Anasının Yaptığı Dua
"İnnî uîzuha bike ve zurriyyeteha min'eş-şeytan'ir-racîm."

Allah'ım! Onu ve zürriyyetini kovulmuş şeytandan senin sığınmana veriyorum.[26]

Hz. Musa'nın (a.s) Mucizesi Karşısında İman Eden Sihirbazların Duası
"Rabbena efriğ aleyna sabran ve teveffenâ muslimîn."

Ey Rabbimiz. Üstümüze sabır yağdır ve bizi müslüman olarak öldür.[27]

Peygamberlerin ve Müminlerin Yaptığı Dua
"Rabbena la tuahiznâ in nesîna ev ahte'nâ. Rabbena vela tahmil aleynâ isran kema hameltehu alellezîne min kablina. Rabbena vela tuhammilna ma la tâgate lena bih. Va'fu annâ vağfir lena verhemna ente mevlana fensurna alal- gavm'il-kâfirîn."

Ya Rabbi! Unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Ya Rabbi! Bize, bizdekilerden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ya Rabbi! Gücümüzün yetmeyeceği yükü bize yükleme bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge. Sen bizim mevlamızsın kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.[28]

Mümin Kulların Namazdayken Okudukları Dua
"İhdina's-sırat'al-mustegîm. Sıratallezîne en'amte aleyhim ğayr'il-meğzûbi aleyhim velezzâllîn."

Bizi doğru yola ilet, kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna; sapıkların ve gazaba uğrayanların yoluna değil.[29]

İlim ve Akıl Sahiplerinin Yaptığı Dualar
"Rabbena la tuziğ gulûbena ba'de iz hedeytenâ ve heblena min ledunke rahmeh. İnneke ente'l-vehhâb. "Rabbena inneke camiu'n-nasi liyevmin la raybe fih. İnneke la yuhlif'ul-mîad."

Ya Rabbi! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi kaydırma. Katından bize rahmet bağışla, sen çok bağışlayansın. Ey Rabbimiz! Kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları muhakkak sen toplayacaksın. Allah veridği sözden kesinlikle geri dönmez.[30]

Müminlerin Allah Korkusundan Yaptıkları Dua
"Rabbena innena amenna fağfir lena zunûbena ve ginâ azab'en-nâr."

Ey Rabbimiz! Biz iman ettik. İşlediğimiz günahları bağışla ve bizleri ateşin azabından koru.[31]

Allah'ı Anan Müminlerin Yaptığı Dualar
"Rabbena inneke men tudhil'in-nâre fegad ehzeyte, ve ma li'z-zalimîne min ensâr."

Ey Rabbimiz! Muhakkak sen, kimi ateşe sokarsan onu cezalandırırsın. Zalimler için yardımcı yoktur.[32]

"Rabbena fağfir lenâ zunûbena ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ mea'l-ebrâr. Rabbena ve atinâ ma veadtenâ alâ rusulike vela tuhzinâ yevm'el-giyameh. İnneke lâ tuhlif'ul-miâd."

Ya Rabbi! Bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.

Ya Rabbi! Elçilerine vaad ettiklerini bize ver, kıyamet gününde bizi hor ve aşağılık kılma. Sen kesinlikle vaadinden dönmezsin.[33]

Tefekkür Ehli Müminlerin Duası
"Rabbena ma halakte haza batila. Subhaneke feginâ azab'en-nâr."

Ey Rabbimiz! Sen bütün bunları boşuna yaratmadın. Seni bütün eksikliklerden tenzih ederiz. Bizleri ateşin azabından koru.[34]

Zulümden Kurtulmak İçin Mazlum Müminlerin Duası
"Rabbena ehricna min hazihil karyetiz-zalimi ehluha vec'allena min ledunke veliyyen vec'al lena min ledunke nasîra."

Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu şehirden bizi çıkar. Katından bize bir veli ve bir yardımcı gönder.[35]


Gönderen : Necmi KOBYA

-

İFTAR DUASI
Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

Gönderen : Necmi KOBYA

-

Dua
“Rabbimiz, simdiye kadar Senin kapinin tokmagina dokunanlardan hiçbirisini bos olarak geriye çevirmedin. Senin kapinda ihtiyaç izhar edenlerden bos dönen hiç olmadigi gibi hiçbir pisman da o kapidan kovulmamistir; O kapi senin kapin, onun baskalarindan farki da her gelene affindir. Simdi biz de bu kapinin dilencileriyiz, bizi sevindireceginden de eminiz. Rabbimiz, yakarislarimiza icabet et; ümitlerimizi bosa çikarma, bizi hüsrana ugratma, elleri bos tali’sizler olarak geri çevirme!..”

Gönderen : ilon(Ilhan AKMAN)

-

Yemek Duası
* Elhamdü lillahillezi et’amenâ ve sakânâ ve cealenâ minel müslimîn.
*Allâhüm meğfir verham vehfez sahibet taâmî vel âkilîn ve limen seâ fiyhi ve li cemî’ıl mü’miniyne ve’l mü’minât
* Allâhümme nevvir gulûbena bi envâri muhabbetike ve zikrike ve şükrüke yâ zel celâli vel ikram
* Allâhümme ehyinâ hayaten dayyibeten bis-sıhhati ves-selâmeti vel âfiyeti fid dînî ved dünyâ vel âhirah inneke alâ külli şey-in kadîr.
* Allâhümme innâ nes-elüke temâmen nî’meti ve devâme’l âfiyeti ve husne’l hâtimeh
* Allâhümme zid ve lâ tengus bi hurmetin nebiyyi (s.a.s.) ve bi hurmetil fatiha.

ANLAMI

*Bizleri yediren içiren ve müslümanlardan kılan Allah’a hamd olsun
* Allahım! Bu yemeğin sahibini, onu yiyenleri, onu yapanları, tüm mü’min erkek ve kadınları bağışla, onlara merhamet et ve onları koru.
* Ey Yücelik Ve İkram Sahibi Olan Allahım! Seni anmak ,sana şükretmek ve seni sevmekle ,senin muhabbetinle kalplerimizi aydınlat.
* Allahım! Bize dünyada ve ahirette, sağlıklı, sıhhatli, tertemiz bir hayat yaşat, afiyet ver. Her iki cihanda da bize selamet ver, sen her şeye gücü yetensin.
* Allahım senden bu nimetin tamamlanmasını, afiyetimizin devamlı olmasını ve güzel bir son diliyoruz.
* Allahım (okuyacağımız) fatihalar hürmetine, Peygamber efendimiz (s.a.s.) hürmetine bizim için nimetlerini artır eksiltme Rabbim!
Amin…

Not: Çocuklar lütfen bu duayı anlamıyla birlikte ezberleyin ve okuduğunuz ortamlarda mutlaka anlamıyla okuyun ki sizin gibi çevrenizdeki insanlar da anlamını bilerek okunan duaların insanı ne kadar rahatlatabileceğini fark etsinler. Dilerseniz sadece anlamını da ezberleyebilirsiniz.

Şimdiden teşekkürler

FATMA (AÇIK) AKBAYRAK
Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni


Gönderen : Fatma (Açık) AKBAYRAK

-

Mustafa İSLAMOĞLUNDAN güzel bir dua
ALLAHım!
Ey alemlerin Rabbi!
Ey sevgiyi sevgiyle yaratan!
Ey seven, sevdiren ve sevindiren!
Ey rahmetin sonsuz kaynağı!
Ey merhametlilerin en merhametlisi!
Ey gönüllerin mutlak hakimi!

Ey zâtını hamd ile azîz olduğum!
Ey zâtını hamdden âciz olduğum!
Ben, layıkıyla övemem Seni!
Sen, övdüğün gibisin kendini!
Seni, layıkıyla ancak Sen tanırsın!
Seni, layıkıyla ancak Sen översin!
Hamd’im Sana mahsustur, senâm Sanadır!
Umudum, korkum ve sevdam Sanadır1
Özümü Sana çevirdim, Sana tutundum!
Elimi Sana açtım, gönlümü Sana sundum!

Beni kovmaz diye kapına geldim
Affı boldur diye affına geldim
Tuttum günahımdan yüzüme perde
Kulluk edemedim lütfuna geldim!

ALLAHım!
Kanadı kırık bir kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da serden de geçemiyorum.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimi
Kolum kanadım kırık, gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi!
Yaraları saran, dağılanı toplayan Sensin!
Varlığım Senin varlığının şahidi
Varlığım Senin rahmetinin şahidi

ALLAHım!
Ey Vedud olan!
Hem seven, hem de sevilmeyi dileyensin.
Ey varlığı sevgi olan, ey sevginin sonsuz kaynağı!
Biz var ettiğini severiz, Sen sevince var edersin.
O sonsuz hazinenden bizim için de bir sevgi var et!
O sonsuz sevgi selinin içine bizi de kat; sev bizi!
Sen seversen sevdirirsin; sevdir bizi!
Sevdiğini cennetinle sevindirirsin; sevindir bizi!

ALLAHım!
Varsın, bütün kainat varlığının aynası.
Birsin, bütün mevcudat birliğinin şahidi.
İnanmışız her ne ki tek, o Yaratan’dır
Biliriz ki her ne ki çift, o yaratılandır.
Her şey Sana muhtaç, hiçbir şeye muhtaç değilsin Sen.
Ehad’sin, Vahid’sin, Samed’sin Sen!

ALLAHım!
Maddedeki her atomun tesbih ettiği Sensin.
Nefes alan her canlının zikrettiği Sensin
Akıl emanet ettiğin her varlığın aklettiği Sen
Duyan ve duyuran her duyunun hissettiği Sensin.
Kadr ü kıymet bilenlerin şükrettiği Sen
Varlığı nimet bilenlerin hamd ettiği Sensin!

ALLAHım!
Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederiz.
Seni sığınak, barınak, tutamak bilir Ya ALLAH deriz.
Şeytandan Sana sığınır e’uzü billah deriz
Her işe Seninle başlar bismillah deriz.
Nimet verdiğinde gönülden şükrederiz.
Versen de alsan da elhamdülillah deriz
Hayran kaldığımızda maşALLAH,
Pişman olduğumuzda estağfirullah deriz.
Sevindiğimizde ALLAHüekber,
Üzüldüğümüzde inna lillah deriz.
Canımız sıkıldığında fe-sübhanALLAH,
İlendiğimizde katelehumullah deriz
Zafer kazandığımızda nasrun minALLAH,
Rızık kazandığımızda er-rızku ala’llah deriz
Bir işi arzu ettiğimizde inşALLAH
Bir işi başardığımızda bi-izni’llah deriz
Güçlük karşısında la-havle ve la-kuvvete illa billah
Söz verdiğimizde vALLAH ve billah deriz.

ALLAHım!
Ben kulum, Sen ALLAH’sın.
Ben isteyenim, Sen verensin
Ben susayanım, Sen su verensin
Ben muhtacım, Sen ihtiyaç giderensin
Ben kendine yetmeyen, Sen her şeye yetensin
Ben beni bilmeyen, Sen beni benden iyi bilensin.
Ben bende olmayan, Sen şahdamarımdan yakın olansın.
Kul kulca ister, Sen ALLAH’ça verirsin
Halim arzuhalimdir, duruşum duam
Sensizken neyim var, Senliyken ne gam?

ALLAHım!
İmanı olanın imkanı tükenmez
İmandan ve Kur’an’dan ayırma!
Kur’an’dan mahrum kalana ışık erişmez
Kitaba uyanlardan kıl, kitabına uyduranlardan kılma!
Kur’an’ı bizden razı, bizi Kur’an’dan razı kıl!
Hesap gününde Kur’an’ı şahit kıl, şekvacı kılma!
Kur’an’ı bize aç, bize Kur’an’ı aç
Susuz yüreklere vahyi ellerimizle saç!
İnsanlık zaman çölünde bu suya muhtaç Ya Rabbi!

ALLAHım!
Sorunlarımızın elinde imanımızı kar gibi eritme!
İmanımızın elinde sorunlarımızı kar gibi erti.
Bizi dünyalıklarımızın altında at etme.
Dünyalıklarımızı altımızda Burak et!
Sahip olduklarımızın bize sahip olmasına izin verme!
Aklımızı ak, aşkımızı ak, yüzümüzü ak eyle!
İmtihan potasında bizi cevher et, cüruf etme!
Bize götüreceğimiz yükü yüklet!
Götüremeyeceklerimi yükletme!
Kahrından lütfuna sığınırız ALLAHım!
Celalinden cemaline sığınırız ALLAHım!
Senden Sana sığınırız ALLAHım!
Yalnız Sana sığınırız ALLAHım!

ALLAHım!
Beni ALLAH’la aldatanlardan etme!
ALLAH’la aldatanlara aldananlardan etme1
Şeytanın eylemlerimizi süslemesine izin verme!
Şeytanın süslediği emellerimize izin verme!
Bana Hz Adem’in tevbesini, Hz Nuh’un direncini ver.
Hz İbrahim’in imanını, Hz İsmail’in teslimiyetini ver.
Hz Yakup’un dirayetini, Hz Yusuf’un iffetini ver
Hz Musa’nın celadetini, Hz Harun’un sadakatini ver.
Hz Davud’un sadasını, Hz Süleyman’ın gayretini ver.
Hz Eyyub’un sabrını, Hz Lokman’ın hikmetini ver.
Hz Zekeriyya’nın hizmetini, Hz Yahya’nın şahadetini ver.
Hz Meryem’in adanmışlığını, Hz İsa’nın safiyetini ver.
Ve Hz. Muhammed (s.a.v)’in muhabbetini ver Ya Rab!

ALLAHım!
Bana eşyanın hakikatini göster.
Bana hakikate itaat, batıla isyan liyakati lütfet.
Dininin derdini derdim kıl, özel dertlerimi satın al.
Öyle aziz dertlere mübtela kıl ki, dermana bakmayayım.
Bana, tadına doyum olmayan kerim acılar yaşat
İrademi inayetsiz, bilgimi hikmetsiz bırakma ALLAHım!
İmanımı gayretsiz, sadakatimi mesnetsiz bırakma ALLAHım!
Mizacımı fıtratsız, ahlakımı nezaketsiz bırakma ALLAHım!
Hayatımı muhabbetsiz, ahretimi cennetsiz bırakma ALLAHım!
İmanımı aklımın elinde esir etme!
Aklımı hissiyatımın elinde rezil etme!
Hissiyatımı şehvetimin elinde zelil etme!

ALLAHım!
Ağlamayan gözden, sızlamayan özden, kızarmayan yüzden Sana sığınırım.
Şirkten, küfürden, müşrikten,
Cahilden, gafilden, kafirden Sana sığınırım.
Harama dayalı servetten,
Hak edilmemiş şöhretten Sana sığınırım.
Korkaklıktan, pısırıklıktan, kıskançlıktan Sana sığınırım.
Hasetten, fesattan, kesattan, nifaktan,
Fısktan, fücurdan Sana sığınırım.
İftiradan, ihanetten, cimrilikten, kincilikten
Sana sığınırım.

ALLAHım!
Benliğimin yaktığı ateşte yakma beni!
Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana
Bir lahza dahi bana bırakma beni!
Sen bana yetersin, yetmem ben bana
Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster!
Sen bildirmezsen bilemem, göremem göstermezsen.
Gönlüme huzur, gözlerime nur, dizime derman ver!
Sen “Ol!” deyince olur, olmaz “Ol!” demezsen.
Canana can, cana canan, kalbe ferman ver!
Al işte ellerim, uzattım Sana
Ne olur, ne olur bırakma beni bana!
Sen bana yetersin, yetmem ben bana
ALLAHım, ellerimi bırakma!

ALLAHım!
Bırakma bizi!
Tut elimizi!

Amin…amin…amin….

Mustafa İSLAMOĞLU